12 Şubat 2009

olayların üstüne üstüne!


uzaklardan yazıyorum yine..saat gece 01.31 evdeki bütün bireyler uykularında belki yeşil kırlarda koşarkene ben ise uykumun yavaş yavaş gelmesine aldırmadan nette geziniyorum.aslında netin başına birkaç saattir çalıştığım eğitim psikolojisinde anlamadığım bir konu yüzünden oturmuştum; ama tahmin edersiniz ki netin başına oturunca kalkamadım.o sayfa bu sayfa derken kendi sayfama da bir bakıyım ee hadi biraz da içimi dökeyim dedim.iç dökme faslı da değil gibi aslında.dün itibariyle kpss denilen şu illetten kurtulmam gerektiğindeki bütün düşüncelerim bir oldular ve önüme üşüştüler.ben de onların sesine bu sefer! kulak tıkamayıp başladım çalışmaya.son 4 senedir öğretmenlikle o kadar bütünleşen ben şimdi tekrar başa dönüp ders çalışmaya başladım.olayların kötü yönlerini görüp sürekli mutsuz olmaya alışan bünyemi bu sefer ikna ettim ve bulunulan sıkıcı durumu kendime ders çalışma zamanı olarak ikna ettim.büyük bir çoğunluğun en büyük sıkıntısı olan bu sınavla başa çıkabilme yollarının en mantıklısı olan ders çalışmaya başladım.son durumlar böyle.erikson,piaget,freud...bunlarla haşır neşirim bu günlerde.umarım bu ders çalışma heyecanım sınav gününe kadar hiç azalmaz ya rabbim! son olarak a.r.o.g tan bir alıntı BU MAÇI ALICAZ BAŞKA YOLU YOK! iyi geceler ve esenlikler sunarım :)

6 Şubat 2009

tuhaf bir hikaye...


şu günlerde vizyona girecek olan bir film: benjamin button.internetin sihirli güçleri sayesinde vizyona girmeden izlediğim ve izlemekle kalmayıp hayran kaldığım bir yapıt..yaşamın tersinden başlayıp bizim için ilk olan noktada son bulmasını anlatan harika bir film.yaşlı,yorgun bir şekilde doğan ve günler geçtikçe gençleşip başa dönen bir adamın hikayesi.en iyi film dahil 13 dalda oscar adayı olan, başrollerini brad pitt ve cate blancett'in paylaştığı bu harika film için çok fazla söylenecek şey yok.sadece izleyin...şiddetle tavsiye edilir :)

adam olacak mısın?


uzun zaman oldu dimi görüşmeyeli..ne anlatabildim yaşadıklarımı ne de dinlemene izin verdim beni..uzaklardayım,karmaşığım o yüzden yazamadım,gelemedim karşına, anlatamadım.çünkü ben de inanmıyordum bunları yaşamam gerektiğine.o yüzden gelemedim,üzgünüm...hayat...insanı nerelerden alıp nerelere getiriyor.acaba doğru mudur demeden bir karmaşanın içine atıyor.şu an uzaklardayım dedim ya.hepsi birer zorunluluk yaşananların,mutlu muyum?iyiyim gibi.ne bileyim..ama daha iyi olabilirdim galiba.yine de bulunduğum durumdan mutlu olmaya çalışıyorum,her şeye rağmen.ufak da olsa bir ışık görmeye çalışıyorum.size zor gelen olayların,verdiğiniz emeklerin başkaları tarafından küçümsenmesi ne kötü! her bireyin bu dünyada farklı bir duruşu,farklı hayalleri var.hayattan bizi daha güçlü,daha sabırlı insanlar yapmasını dilediğimizde bunu kolayca yapmak yerine uzun yolu tercih ediyor.dayanılması zor olaylar,çooook sıkıldım artık dediğimiz mekanlar, problemli insanlar gönderiyor.bunlara dayanma süresince de bizi eğitiyor,büyütüyor.böylece daha sabırlı,daha olgun insanlar oluyoruz.her bir zorlukla burnumuz sürtüle sürtüle...yani her şeyin bir nedeni var gibi.bu taraftan bakınca olaylara, biraz daha indiriyorum kızgınlıkla bakan kaşlarımı..ne diyim,hayat devam ediyor,herkese ve her şeye rağmen...