28 Haziran 2008

değiştir!


bloğun şeklini şemalini değiştirdim biraz.oh be rahatladım valla.karanlık arka planlar,siyah zemin üzerine yazılar fazla karamsarlaşmışım galiba.ama bunu beğendim,sizin de beğeneceğinizi umuyorum.neler mi yapıyorum.aslında pek bir değişiklik yok bende.yakinen tanıyanlar detayları zaten biliyorlar.yaz geldi tabi ben bunları yaşarken.bulunduğumuz şehir itibariyle yazın gelişi daha bir anlamlı bizim için.her yer cıvıl cıvıl rengarenk.insanın içini açan bir yaşam var buralarda.tabi bir o kadar da hava sıcak.ama olsun klimalı ortamlarda görüşelim diyorum ben de herkese :) bakın bloğun rengini değiştirdim bir ferahlık geldi yerleşti bile.size de tavsiyem siz de değiştirin bir şeyleri elinizden geldiğince.bu değişikliğin ciddi boyutlarda olması gerekmiyor.işe gittiğiniz yolu değiştirin,evdeki eşyaların yerini değiştirin,makyajınızı,saçınızı,kravatınızı... değiştirin işte bir şeyleri.hep aynı gitmesin yaşam. monoton kalmak ya da kalmamak bu sadece sizin elinizde.maliyetli şeyler olmasına da gerek yok bunların.kek yapın mesela ama bu sefer farklı bir şeyler koyun bu sefer de tarçın koyun.bakalım güzel olacak mı benimki gibi sizin de TARÇINLIKEK iniz :) değişimlerde görüşmek üzere...

24 Haziran 2008

elinizden gelen...

yaşamak lazım.ömür dediğimiz şey kısa bir an göz kapayıncaya kadar.o yüzden bilmek görmek lazım başka diyarları.bir de ordan geçip bakmak lazım buralara.insan ne kadar çok erteliyor hayatı.çok acı.hep bir şeyleri beklediğimizden bahsetmiştim.kimse gelip uyarmayacak bizi unutmayın.o yüzden yaşamak lazım tadına bakmak lazım en tropik meyvelerin.içine çekmek lazımo uzak diyarların rüzgarlarını.ancak böyle yaşadığını bilebilir hissedebilir insan.yoksa yerimizde saydıktan sonra her zaman aynı şeyleri yaptıktan sonra ne anlamı var.hiç! toprak olacağız bir gün.üstümüzde biten otlara karışınca kadar biz ot olmayalım hayatta.yaşayalım lütfen.zorlayalım şartlarımızı.böyle çıkacak bu hayatın tadı.elimizden gelenin en iyisini yapalım bir de hayatta.her ne iş yapıyorsak mutlaka çok sevelim onu.ucundan kıyısından sevmeliyiz işimizi.yoksa ömür azap bizim için.elbet vardır görülecek bir güzel yan.onu bulmak lazım.kim olursanız olun en iyisi olun.ister bir doktor ister bir çöpçü.ama en iyi çöpçü olun.elinizden geleni ardınıza koymayın lütfen.hiçbir an...

18 Haziran 2008

karıştırdım her şeyi...


çocuk olmak.ne kadar kolaymış,o zamanlar bize dediklerinde ne çok kızardık dimi?"çocuksunuz hiçbir derdiniz yok" kızardık ve karşı çıkardık, o küçücük yüreğimizde bizim de sorunlarımız vardı elbet ve önemsenmemek hiç mi hiç hoşumuza gitmezdi.masumduk.sonra yavaş yavaş zaman geçti.büyüdük.büyüdükçe küçüldü gerçekten elbiseler ve değişti dertler.biraz da büyüdü galiba.biz de değiştik tabi.zaman geçerken,kırılırken bir tarafı kalbimizin biz de değiştik elbet.eski masumluğumuz gitti.o küçücük yüreğimize yeni duygular koyduk.kötü duygular hem de.artık hayata ve insanlara karşı daha bir temkinli olduk.biz eskiden masumduk bizi hayat böyle yaptı.kötü şeyleri aklımıza getirmeye hayat zorladı bizi.biz masumduk bütün suç hayatta! o zor geçen dakikalarda öğrendik güçlü olmayı.okuduğum bir meali hiç aklımdan çıkarmıyorum böyle zamanlarda:"Allah kimseye taşıyamayacağından fazla yük vermez!"o yüzden böyle açıklıyorum kendime."bu benim taşıyabileceğim bir yük demek ki" böyle diyorum ve kurtuluyorum o dakika.inanmalı insan.bir şeylere inanmalı mutlaka.Allaha,tanrıya,taşa,ineğe,..herkesin kendi seçimi neye inanacağı ama inanmalı insan bir şeylere dayanmalı..böyle düşünüyorum ve en çok inançsız insanlara üzülüyorum...

15 Haziran 2008

almadan vermek...


neden? neden insanlar bu kadar nankör? neden bu kadar benciller ve nasıl oluyor da kendilerini bu kadar düşünebiliyorlar? önce ben! sonra diğerleri.neden bu kadar cimriler ,sevgilerini bu denli nasıl esirgiyorlar? acaba biz mi değiştik? eski bayramları,eski aşkları,eski sevdaları anlatıyorlar ve dinliyoruz. dinledikçe hayran kalıyoruz.nasıl bir zamana geldik ki sevginin önüne neler geçmiş haberimiz yok. artık birbirimize karşı temkinliyiz,gardımızı almışız ve bekliyoruz hamleyi.amacımız kaybetmemek tabiki.asla düşmemek. kime karşı? bizim gibi etten kemikten bir insana karşı.yenilmemek tek amaç.alttan almak mı?ASLA! bilgisayar oyunlarındaki gibi stratejik düşünmek lazım bu zamanda,yoksa kaybedersin.ama böyle yaşanmaz ki her adımı düşünerek ömür geçmez ki! üstadın dediği gibi :"sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten" seviyorsa tüm hücreleriyle kalbiyle beyniyle sevmeli insan.sevgisinin çoğunu kendine ayırmamalı bir ilişkide insan.tüm varlığıyla sevmeli.artık zaman sevda çağı değil. biliyorum ve çok üzülüyorum artık eskisi gibi olmadığımız ve asla olamayacağımız için...üzgünüm...

14 Haziran 2008


gidebilmek.bu kelime tek başına olsa bile özgürlük duygusu aşılıyor bana.işte o zor geçen dakikalarda bir an olsun her şeyi bırakıp gidebilmek.inanın düşüncesi bile rahatlatabiliyor insanı.bence her yerden arkadaşı,dostu olmalı insanın.bir gün sığınabilmeli uzak bir diyara.bazen dünya birden tersine dönüyor.aşina olduğunuz,sevdiğiniz yerler yabancılaşıyor birden.öyle zamanlarda tek düşünce geliyor insana: gitmek.nereye,ne kadar süreliğine,.. bunlar hiç önemli değil bence.bir yerlere atabilmek kendini,kaçıp kurtulmak geride bırakmak her şeyi.uzak diyarlar çekici geliyor insana.evet oralara bir gitsek her şey bitecek gibi.bir gidip gelsek sıyrılsak her şeyden.atsak oradaki insanların yanına yüklerimizi,eve hafiflemiş dönsek.şu an uzaklarda olan bir arkadaşıma bunu sormuştum :" gideriz dimi?" o da benim ne niyetle sorduğumu anlayarak "gideriz" dedi.bu bile yeterdi biliyor musunuz? gidecek bir yerleriniz olsun,dostlarınız,arkadaşlarınız olsun.ve gidebilmeli insan,en azından bunu bilmeli...gideriz bir gün gideriz merak etmeyin...

patlama noktasına gelmek...



size de oluyor mu daraldığınız zamanlar?size de oluyor mu sağlıklı ciğerler ve yeterli oksijen olduğu halde nefes alamadığınız durumlar?kurtulmak lazım öyle zamanlarda karamsar düşüncelerden,silkinmek ve arınmak lazım.kendinizi nasıl iyi hissedebileceğinizi sizden daha iyi kimse bilemez.sizi rahatlatan o "şey" i yine kendiniz bulmalısınız.sıcak bir duş mu yoksa aksine soğuk bir duş mu?dışarı çıkıp gezmek mi yoksa uyumak mı iyi gelicek?siz belirleyin ama lütfen deneyin birtanesini.bu beden bize emanet ve herkes gibi bir yaşama şansımız var ikincisi yok.o yüzden bedeninize ve kendinize iyi bakın.daraldığınızda mutlaka rahatlayın,sakın patlamayın!

tabikiii tarçınlıkek tarifi...:)


3 yumurta
1 su bardağından az sıvıyağ
1,5 su bardağı toz şeker
3 su bardağı un
1 su bardağı süt
1 paket kabartma tozu
1 yemek kaşığı kakao
1 limon kabuğu rendesi
1 paket vanilya
1 tatlı kaşığı TARÇIN
Biraz dövülmüş ceviz.
Şeker ve yumurtaları 15 dakika süreyle çırpın. Üzerine yağı,unu,sütü,kakao ve kabartma tozunu koyarak karıştırın. limon kabuğu rendesi tarçın ve ceviz
leri de ekledikten sonra biraz daha karıştıtırıp kek kalıbına dökün. 175 derece ısıtılmış fırında 45 dakika pişirin.afiyet olsuuun...

13 Haziran 2008

erkekler marstan kadınlar venüsten..


kadınlar ne ister adlı bir film var şu sıralar tv de.evet kadınlar ne ister gerçekten?bir kadın olarak kendime bunu sorduğumda erkeklerin abarttıkları kadar çok şey mi istiyoruz acaba diye düşünüyorum.erkeklerle bambaşka yaratıldığımızın farkındayım elbette.bambaşka bir vücut bambaşka düşünceler farklı bir beyin ve kalp.bu yüzden anlayabilmek ve anlaşılmak sanırım o kadar kolay değil.ama orta yol bulmak gerek gibi geliyor.kadınların duygusal zekalarının daha yüksek olduğunu düşünüyorum.bu sebeple daha çok bu yönlü isteklerimiz var.sanırım farklı olduğumuzu kabul etmek ve karşımızdakini değiştirmeyi bırakmak yapılacak en mantıklı çözüm...

inadına iyiyim...

yeni tanıştık .yeni alışıcaz birbirimize.her şey güzel olacak inanıyorum.sadece inanmak bile yetiyor bazen.şu sıralar işler pek iyi gitmese de günler geçiyor.hani sorarlar ya nasıl gidiyor? aslında gitmiyor ben arkasından itekliyorum :) ama herkesin böyle zamanları yok mu büyümek de zaten böyle bir şey değil mi?insan acılarla yoğruluyor,ayağa kalkması için düşmek gerekiyor.bu aralar melankoliğim galiba pek bi sıkıcıyım o kadar sıkıcıyım ki kendimden bunaldım.her şey üstüme geliyor galiba yanlış yoldayım ve ters yöne girdim :) neyse dedik ya en başında umut.ne olduğunu bilmediğim bir umudum var hala her şey güzel olacak.inadına iyiyim :) siz de öle olun...