2 Ekim 2018

Canım bazı tiyolar

1- http://www.visulog.com/


2- Tıklayın

HTML de web adresini yapıştır
oluştura geç ve adrese bir boşluk bırak başından ve sonundan
sonra 1 şekline dönüşür
ikincideki yere yaz istediğini :)

bu arada aşağıdaki yere ben bir etiket ekliyorum sen kafana göre değiştir
yenilerini ekle olur mu canım

mucxxxxxxxxxxx birtanesin sen balımmmm

18 Nisan 2012

ben geldim..

aylar aylar sonra yeniden geldim ben geldim işte burdayım!özet geçmek gerekirse bunca zaman çok da fazla bir şey yaptım denemez.samsun-antalya arasında yaşamımı sürdürdüm.yazı antalyada,kışı samsunda geçirdim.geçirdim derken geçirdik oğluşumla.19 aylık oldu benim minik kurbağam.artık çok meraklı,çok akıllı her deliğe giriyor.yürüyor,koşuyor,bıdı bıdı konuşuyor.çok şükür rabbime.şimdilik durumlar böyle detaylı anlatmaya devam ederim...

23 Nisan 2011

huzurun resmisin sen...



nasıl bir ağaçsın sen ya??bazı insanlar için özene bezene yaratılmış deriz yaa aynen sen de öylesin..sakuraymış senin adın meyvesiz kiraz ağacı da diyorlar sana...bakmaya doyamadım...japonyadakiler ne şanslısınız yaaa saatlerce bakabilir insan bu manzaraya...erguvan ağaçları da aynı böyle hissettiriyor ama bu,rüya gibi...

20 Şubat 2011

büyüdü benim oğlum..



canım oğlum,bugün tam 5 aylık oldun.5 aydır benimlesin ve hayatım artık daha anlamlı,daha güçlü,daha zayıf,daha zor,daha kolay,daha yorucu,..bu liste uzar gider.çocuk sahibi olunca işte böyle işin içinden çıkamıyorsunuz.hangisini hissediyorum acaba diye :) oğluşumla birlikte her yeni gün bir şeyler öğreniyorum.bebek sahibi olanlar bilirler.neyi nasıl yapmalı,en kolay formülü nedir?nasıl uyutmalı,ağzına vitaminini en kolay nasıl damlatmalı?yıkanması,giyinmesi,uyuması..her gün yeni bir macera başlıyor sil baştan.ve sen uyuduğunda yatağın içinde bir melek gibi eğilip usulca koklamak ve öpmek seni.günün böyle bitmesi inan her şeye değer.sen yeter ki sağlıklı ol,sen yeter ki mutlu ol..insan her şeyi yapabilir bunun için.şimdi daha kolay anneleri,babaları anlamak..o iş öyle değilmiş,dışarıdan göründüğü gibi olmuyormuş,eleştirmek ne kolaymış anne olmadan önce.şimdi insanlara bakarken bir pencere daha açtım hayatımda.sayende neler öğreniyorum oğlum.mükemmel olmayabilirim,belki de anne olduğumdan bu merakım.sana yaptığım,aldığım her şey en iyisi olmalı.her şeyin en güzeli,en sağlıklısı değmeli tenine,minik ellerine..bugün 5 ayın bitti oğlum.seni çok seviyorum her şeyden herkesten ötesin...

15 Şubat 2011

haseki sultan olmanın bedeli:ah belim vah sırtım!

aylar geçmiş yine yazmayalı değil mi!her gün girip blogları kontrol etmeme rağmen bir türlü yazamadım işte.geçen zamanda neler mi oldu?oğluşum biraz daha büyüdü.5 günümüz var 5 aylık olmasına.yaklaşık 3.5 aylıkken oğluşumla beraber ilk yolculuğumuza çıktık ana-oğul.babamız işleri dolayısıyla gelemdi bizimle.biz de iki kafadar bindik uçağa gittik antalyaya :) uçakta nasıl olur?falan derken 1 saat 10 dakikada samsundan antalyaya varmıştık bile :) hiçbir sorun da çıkmadı.düğmelere falan baktı biraz,biraz uyudu.emziğini vermeye çalıştım sürekli,hani kulağında basınç falan olmasın diye.problemsiz gidip geldik allahtan.bebişi hasta etmemeye uğraşırken hava değişikliğinden ben hasta oldum bu sefer.emzirdiğim için ilaç almadığımdan boğaz enfeksiyonum kulağıma yayıldı.orta kulak iltihabı oldum evin içinde :)hani denize girsem eve de ıslak halimle dönsem ancak o kadar hastalanabilirdim zaten :) annem sağolsun,hep o baktı ben altını bile almadım.emzirmeden emzirmeye aldım onu sadece.insanın annesi gibisi yok maalesef,canım annem benim.

günler hızla akıp geçiyor bizim yaramazla.yaramaz kelimesini şakadan söylemiyorum inanın 5 aylık olmadı ama yordu beni yordu :) biraz açıklamak gerekirse durumu yaklaşık olarak 10 saniye bile durmuyor sırtının üstünde eğer uyumuyorsa :) sürekli kucak sürekli hop hop evin içinde gezmece,tozmaca.kucağınızdan indirmeden poponuzu koltuğa hele bir oturtun bakalım onu bile anlıyor eşşeksıpası :) yaklaşık olarak 9 kg olduğundan tahmin edersiniz ki bel ve sırt ağrılarım kronik hale gelmek üzere.sürekli taşı taşı yorgun düşürüyor beni.bir de son 1 haftadır falan çığlık atmayı öğrendi,bunaldığı sıkıldığı yorulduğu acıktığı,....vb durumlarda çığlık atıyor oğluşum.erkek olmasına rağmen inanın bana cırtlak bir kız sesiyle kafa beyin bırakmıyor.şimdi bile bu yazıyı yazarken içeriden çığlıklarını duyabiliyorum :) bunu okuyunca telaşlanmayın sakın gözünden bir damla yaş aktığı görülmüyor :) şimdilik durum bundan ibaret şu satırları yazarken bile belim feci ağrıyor bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek.sizi sevgiylen kucaklıyorum ;)

12 Kasım 2010

paşazadeyle günler geçiyor...

zaman geçiyor.bebeğim büyüyor.haftaya 2 aylık oluyoruz.bu konuşma şekli kendiliğinden dile yerleşiyor sanırım :) "şöyleyiz,böyleyiz,şu kadar kilo olduk" ben yok artık biz var.o yüzden herhalde bu kelime değişiklikleri.kırkı çıkıncaya kadar gerçekten zordu yaşam.fiziksel açıdan dikişlerin varlığı bünyeyi zorluyor.kalkamıyorsun bir süre yataktan.ruhsal olarak ise müthiş bir boşluk duygusu.doğum yaptığım gün sevinçle birlikte garip bir duygu yoğunluğu da hissettim.sevincin yanında mutsuzluk,endişe,kaygı gibi birçok olumsuz duyguyla da baş başa kalıyor lohusa insan. 9 ay karnında taşıdığın,tekmelerini hissettiğin bebeğini senden alıp çıkarıyorlar.doğum olayının bedende oluşturduğu his çok başka.bir kere karnından bir insan yavrusunun çıkışıyla fiziksel anlamda bir boşluk oluşuyor haliyle karnında,torba gibi kalıyorsun :) 40 gün boyunca zaman zaman ağlamak şeklinde açığa çıktı duygularım.bazen bakıp bakıp ağlıyordum,"nasıl büyücek buuuu,çok küçük ya buuuu"diye.ama "40 çıkınca her şey düzelir" dedikleri kadar doğruymuş.hormonlar düzene giriyor,hem vücudun hem de ruhun toparlanıyor.şimdilerde ise işimiz gücümüz 1.emmek,2.gazını çıkarmak,3.altını temizlemek,..şeklinde sürüp gidiyor.hayır bitse içim yanmıcak 3.aşamadan sonra beyefendinin karnı acıkıyor tekrar başa dönüyoruz :) bugünlerde böyleyiz işte...

30 Eylül 2010

azcık doğurdum da geldim..

ve işte karşınızdayım.aslında daha önce yazabilirdim ama bir türlü fırsat olmadı.en son posttan da anlaşıldığı gibi korku,heyecan dolu bir bekleyiş içindeydim.bir gece önce malumunuz bir türlü uyuyamadım.eşim,görümcem,iki annem,iki babamla birlikte saat 8 de hastanedeydik.bir süre sonra beni ameliyata hazırlamak için görevli hemşire geldi.ameliyat öncesi bir sürü sorular sordu.sonra ameliyatta giyilmek üzere elbisemi verdi ve gerekli bir takım sıkıcı! işlemlerden sonra işte gitmek zamanıydı.ailecek hastane koridorlarında fotoğraflar çekilirken ben ise gülümsemekle beraber acayip bir korku içerisindeydim.hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum açıkçası.başıma ne geleceğini bilememek oldukça ürküttü beni.ameliyathane kapısında vedalaştıktan sonra işte içerideydim.özel bir hastanede doğum yaptığım için ameliyathanede yalnız ben vardım hasta olarak.yanımda ise 5-6 kişilik bir grup beni doğuma hazırlamaya başladılar.ve dedikleri gibi gerçekten içerisi buz gibiydi.tabi bunda korkunun payı da büyük.bebeğimin doğum anını görmek istediğimden dolayı spinal anestezi istedim.sırtımdan vurulan incecik bir iğneyle anında parmak uçlarımda ısınmaya başladım.anestezi uzmanımın yaptığı bazı testler sonucu uyuşmaya başladığım kanıtlanmış oldu.ve işte sonunda beklenen adam yani doktorum ahmet bey geldi.onun gelmesiyle rahatlarım sanmıştım ama maalesef heyecanım daha da arttı.bu arada önümdeki perdeden tabiki bana o an neler yapıldığını anlayamıyordum.ben de başımdaki anestezistle konuşmaya başladım.kadının birkaç cümleden sonra "operasyonunuz başladı,farkında mısınız?" demesi beni daha da heyecanlandırdı.sanki kalbim yerinden çıkacaktı.işte çok az kalmıştı oğlumun sesini duymama.göğüs bölgeme uyguladıkları basınçla birlikte karnımda bir boşluk oluştu ve işte o an,o ses :) zaten çıktığı gibi doktorum gösterdi bebeğimi.inanamadım,o an tarif edilemeyecek kadar karışık,güzel,heyecan doluydu.kaşımın,gözümün kara olması sebebiyle esmer bir çocuk beklerken kar gibi bembeyaz bir surat gördüm karşımda.bu an kelimelerle ifade edilecek gibi değildi,şimdi yazarken bile yazacak uygun kelime yok inanın.bebek hemşiremiz oğlumu hemen alıp yüzünü,burnunu temizledi.bir takım ilaçlar yaptı ve tekrar öpmem için yanağıma dayadı.ve sonra kıyafetlerini giydirip dışarıda heyecanla bekleşen bizimkilere götürdü.biz ise içeride kalıp dikiş işlemlerine devam ettik.ettik derken tabiki ben kurbanlık koyun gibi yatıp bekledim :) beni dikerlerken referandum muhabbeti yapmaları da cabasıydı.şimdilik doğum yazıma burada son veriyorum.daha yazacak birçok şey var.ama size tavsiyem hiç kimsenin doğum hikayesini dinlemeyin ve de okumayın.çünkü herkes birbirinden farklı ve herkesin hikayesi başka...yeniden görüşmek üzere...

16 Eylül 2010

doğuma çok az kala :) :( :S


büyük güne az kaldı.son doktor kontrolümüzle birlikte bebişimizi normal yolla değil de sezeryanla doğurmamın daha uygun olacağına karar verdik karşılıklı.bu beni biraz tedirgin etse de diğer yöntemin benim için %50 ihtimal olması açıkçası rahatlattı.bebişin zarar görmemesi en büyük dileğimiz.bütün eksiklerimiz tamalandı gibi.odamızın düzenlenmesi için yarın ustalar gelecek.VEE 20.09.2010 (zorlu geçen bu 2 yılın ödülü misali )pazartesi sabah 07.30 da hastanede olunacak,rutin hazırlıklardan sonra da Allah izin verirse bebişimizi kucağımıza alıcaz.büyük bir tedirginlik,merak,endişe,mutluluk,...söz konusu.cumartesi annemlerin de geleceğini bilmek müthiş huzur ve mutluluk veriyor.önce Allaha sonra da türk doktorlarına emanetim.ama her şey çok güzel olacak inanıyorum ve hepinizin dualarını bekliyorum..sevgiyle...

9 Eylül 2010


herkesin yüreğine neşe dolsun bu bayram gününde,hüzünler kalksın,umutlar yeşersin,çok çok mutluluk aksın yüreğimize,bütün ömrümüze...şeker gibi bayramlar,kaymak tadında anlar diliyorum herkese...

5 Eylül 2010



bu gece kadir gecesi..Yüce rabbim tüm dualarımızı duysun,bilsin,kabul etsin inşallah...ne kadar zor gelse de hayat bazen,yalnız değiliz biliyorum.bunu bilmek,buna inanmak,sığınmak ne büyük mutluluk..Allah yar ve yardımcımız olsun.sevgiyle ve huzurla...