7 Ekim 2008

söylenecek bir şey yok bu dizelere...

“yarından sonra"

Şimdi yaşamalıyım seni
Yarından sonra çok geç
Erteleme, iteleme, öteleme beni
Şimdi tutmalıyım ellerini
Neden diye sorma
Anlaman için çok geç
Hayat pulları kırmadan
Ve içimden, sürekli, durmadan
Şimdi söylemeliyim sevdiğimi
Yarından sonra çok geç

İnsanoğlu ne tuhaf bak
Kimi yarın için yaşar…
Yelkovanla yarışan,
Sinsi bir akrep gibi…
Kimi pişman bugünden
Kalbi geçmişe saplı,
Kanadı paslı çelikten,
Köhne bir bıçak gibi…

Beklemekse ihanet
Hem zamana ihanet
Hem de kalbe ihanet
Giden gider gelmezse
İşte budur felaket
İşte budur kıyamet

Dile gelmemiş her aşk çünkü
Kalbinde hiç çizilmemiş
İkiz bir kenar bırakır
Oysa iki ismi var sevdanın
Biri senin adınsa
Diğeri benim adım
Yarından sonra çok geç
Ya söyledin, söyledin
Ya yakaladın, yakaladın

Yiğit Güralp
(şiir www.doludizginyıllar.com'dan alıntıdır)

2 Ekim 2008

şeker tadında bayramlar...

ramazanın o huzur içinde geçen günlerini bayram günleriyle sonlandırdık.30 gün oruç tutamamış olsam da tuttuğum günlerden alışkanlık kaldı bende.uzandığım her yiyecekte "acaba oruçlu muyum?" sorusu geliyor aklıma hala :) geçer herhalde.vee bayram! öpülen eller,yapılan ziyaretler ile bir bayramı daha şu dakikalarda sonlandırdık.bayram günleri ülkemizde gelenekten ziyade tatille özdeşleştiği için bayram demek tatil demekti tabiki.uzuun bir aradan sonra çalışmaya başlayan biri olarak hiç hoşuma gitmedi tabiki bu tatil.zaten yorgun değildim ki!neyse öyle böyle geldi geçti tatil bile.umarım herkes için iyi geçmiştir ve belki hala geçiyordur.bayram dönüşü evlerine dönen sürücülere son sözüm: lütfen dikkatli olun.her şeyin başı sağlık,her şeyin başı can!lütfen geç kalın ama sağsalim varın.pazar-ptesi günü ana haberlerde yaralı-ölü istatistikleri vermesinler artık.lütfen dikkat edin!son olarak canım gülüm balım "çilekli pastam"ın sitesinden onun izniyle arakladığım bir testle baş başa bırakıyorum sizleri.gerçekten çok eğlenceli mutlaka deneyin...sağlıkla,huzurla,başarıyla ama önemlisi aşk la kalın... Tıklayın

25 Eylül 2008

ziller yeniden çalıyor...

arkamdan kayıplara karıştı diyenler olmuş.yok buralardayım ama bu haftalar farklı telaşlar içindeyim.ee malum okullar açıldı ben de bir türk dili edebiyatı öğretmeni olarak okuluma ve öğrencilerime kavuştum.o yüzden sesim çıkmıyordu.ama bu sessizlik kesinlikle ve kesinlikle keyifsizlikle alakalı değil.aksine çok keyifli günler yaşıyorum.hatta okuldaki öğretmen arkadaşlarım sessiz bir insan olabileceğimi hayal bile edemiyorlar.keza ben sürekli konuşma ve koşturma içindeyim okulda.yeni bir kadro,yeni öğrenciler hatta yeni müfredat konuları bile keyif veriyor :) çok şükür yani iyiyim...hafta içi her gün okulumla birlikte olup hafta sonları da gezme,tozma vb işlerle ilglieniyorum :) şimdilik son durumlardan haberdar olun istedim.öyle edebi yazılar yazamıcak kadar yorgunum şu an.sadece bilgisayarımdan yükselen "Elveda Rumeli" nin dizi müziklerine bıraktım kendimi.ısrarla ve şiddetle albümün temin edilmesi önerilir.özellikle albümün 3.şarkısı "bozdoğan" ve 4.şarkısı "jarnana" adlı parçası üstünüzdeki sıkıntı ve yorgunluğu alacak inanın bana...keyifler diliyorum kocaman..buralardayım yani kaybolmadık :) takipteyiz...

9 Eylül 2008

benim aklıma gelenler bu kadar eklerseniz yayınlarım...


üzülüp ağlamak yerine gezelim
daha çok et yemek yerine daha çok sebze yiyelim
daha çok tv izlemek yerine daha çok okuyalım
her zaman anlatmak yerine biraz da biz dinleyelim
isyan etmek yerine kabullenelim
merak etmek yerine deneyelim
saklamak yerine söyleyelim
ertelemek yerine şimdi çözelim
ağlatmak yerine güldürelim
oturmak yerine yürüyelim
daha çok kola yerine daha çok su içelim
kendimizi ihmal etmek yerine daha çok önemseyelim
hayatı ıskalamak yerine tam ortasına girelim
hep siyah beyaz yerine başka renkleri de önemseyelim

değiştirdim yine....

evettt yine değiştirdim napalım değişiklik lazım hayata dedik bari sözümüzde duralım.iftara birkaç saat kala nette vakit geçiriyorum görüldüğü gibi.insan ramazan ayında sabrı daha bir benimsiyor daha bir anlıyor.hayatta da böyle aslında.bir şeylerden mahrum kalıyoruz istemeden de olsa ama sonra güzel olaylar demek istediğim mutlaka güzel bir iftar sofrası bizi bekliyor.bir sürü örneğini görüyoruz hayatta.insan bunalıyor,sıkılıyor,her şey üst üste geliyor resmen."bu kadarı fazla" dediğiniz anda başka bir sorun kıs kıs gülüyor köşe başından bize doğru yol almaya başlıyor bile.oluyor böyle zamanlar.ama inanın hiçbir acı sonsuza dek sürmüyor.başa gelen her şeyin bir sebebi var.mutlaka bir nedeni var başımıza gelmesinin.o yüzden her şeyin hayırlısını gönderiyorum size.her gecenin mutlaka bir sabahı vardır.benim hala umudum var size de kocaman kocaman umutlar gönderiyorum yakalayın bir de bu şarkıyı şarkıya da klibe de hastayım :)
not: bana şu kelimelerin içine linkler saklamayı öğreten çilekli pastamı da öpüyorum en güzel yerlerinden :)

8 Eylül 2008

huzur diliyorum herkeslere...

özledik birbirimizi dimi?ne zamandır yazmıyordum yazamıyordum demek daha doğru.kendimle fazla haşır neşir oldum ve yazamadım bir türlü.iyiyim ama çok şükür.üstümdeki kara kara bulutlar dağıldı gibi biraz.dinleniyorum,geziyorum,eski arkadaşlarımla görüşüyorum.çok iyi geldi hepsi çok şükür.bu arada tabi ramazan a girmiş bulunuyoruz.Yüce Rabbim herkese hayırlı etsin şu günleri.insan huzur doluyor bu ayda.daha bir sakiniz daha bir huzurluyuz sanki.huzurumuz daim olsun inşallah bugünler geri gelmiyor geçirdiğimiz hiçbir günün telafisi yok.bugün günlerden 8 eylül 2008 ve bir daha böyle bir gün yaşanmayacak.o yüzden lütfen sakin olalım mutlu olalım her şeyi oluruna bırakalım olmaz mı?ben öyle yaptım çok da iyi geldi tavsiye ederim sevgiler ve hayırlı ramazanlar...zamanın bizi beklemediğiyle ilgili bir de şarkı gönderiyorum size afiyetle dinleyin.. zaman beklemiyor....

6 Ağustos 2008

sadece bir kere! değerlendirmesini bilene..

Bir fizik dersidir hayat
Ne vakit yolunu zamana bölsen
Sana daima hızını verir
Kimse zaman vermez oysa
Sen ne kadar hızlı gidersen git
Hayat sana hep yavaş gelir

Ne kadar yaşasan acemisin
Ne kadar koşsan yavaş
İyiyi ve kötüyü peki
Söyle kim bilebilir

Oysa bozuk saat bile
Günde en az iki kere
Hiç tereddüt etmeden
Sana doğruyu gösterir

Ve ne tuhaf ki hayata
Her gelen insan gibi
Gençlik de şu başa
Yalnızca bir kere gelir


Yiğit GÜRALP

belki...

bir an kapasam gözlerimi..her şey güzel olsa artık tam gözümüzü açtığımızda bir kutlamada bulsak kendimizi herkes bize gülümsese..."evet şu an senden mutlusu yok" dese biz de aynen öyle hissetsek.şu içimizdeki boşluk duygusu dolsa..hayata yeniden ve bu kez daha farklı bir yerden baksak..silsek her şeyi bütün kötü anıları.."her şey geçti bak" dese biri."bak sen bu kadar üzüldün ağladın ama geçti artık" dese yalan söylese kandırsa bir kere...şu ordan oraya atarak kendini çarpan kalbim dinlense biraz.bir liman bulsak,gitsek ve bir daha hiç gelmesek bu şehre...artık şu yazıları yazarken ağlamasam...çok karanlık bugünlerde bu yazıyı da siyah yapsam kapatsak her şeyi...

26 Temmuz 2008

sakıncalı

evet çok sakıncalı diye karşı çıkıyorum. neye mi? tabi ki plan yapmaya..plan yapmamalı insan.hayatı olduğu gibi geldiği gibi kabullenmeli diye düşünüyorum.tersini yapmak mı? tam bir hayal kırıklığı.kırıklıklar,kırgınlıklar,hüzünler,üzüntüler...ama maalesef ne kadar başarılı olabiliyoruz bu konuda.her adımımız plan değil mi?akşama şunu yapayım,cuma günü şunlarla görüşürüm,haftaya,gelecek aya,seneye...liste uzadıkça uzuyor..plan yapmamalıyız derken bile yeni bir plan doğmuyor mu sizce de?işte bundan böyle daha bir kararlı olalım o zaman anı yaşamaya,hazırlık yapmamaya...yolda yürürken,metroya binerken,uyumaya çalışırken,yastıkla cebelleşirken sürekli bir şeyler tasarlamıyor mu bu yorgun beyinler?beynimizin %10 unu kullanıyormuşuz biz insanlar."hey diğer %90 lık bölümü nerdeymiş?"diyenleri duyar gibiyim.%10 luk bölümü bile fazla gelirken zaman zaman, napıcaz geri kalanı.daha mı fazla zeki oluruz diye mi düşünüyorsunuz?"ah işte bu yüzden ben hedeflerime ulaşamadım,işte bu yüzden aya gidip orada yeni yaşamlar keşfedemedim!"hayır,kesinlikle öle değil durum.biz yine aynı hayatları yaşayıp,aynı şeylere kafa yorucaktık.sizce böyle bir konumda beynimizin %100 ünü kullanmak yazık olmaz mıydı?neyse konuyu çok fazla dağıtmadan başa dönerek toparlamak gerekirse yeni bir günü yeni bir haftayı yeni bir insanı plan yapmadan karşılayalım olur mu? Allah isteyene verir,plan yapana gülermiş çünkü..

14 Temmuz 2008

çok huzursuzuz...

çok kırılganız,çok mutsuzuz...neden ki?annelerimiz,teyzelerimiz gibi 50 yaş grubunu gözlemlediğimde hemen hepsinin türlü türlü sıkıntılardan geçtiklerini ve bugünlere geldiklerini görüyorum.başlarından geçenleri dinledikçe ağzımız daha bir açılıyor şaşkınlıktan ve ne kadar şımarık olduğumuzu düşünüyorum birden.2000 li yılların gençleriyiz.ve çok mutsuzuz hepimiz.bütün psikolojik rahatsızlıklar dönemimizde çıktı: panikatak,depresyon,stres,... hele stresi öyle bir karşıladık ki hemen bağrımıza bastık.daha önce nerdeymişsin ya stres? millet olarak çok sevdik seni hepimiz stresliyiz çok şükür rabbime :) sıkıntıdan oluyor bütün bunlar.yine birilerini arıyorum suçlayacak.bu kadar korumamalılardı bizi yetiştirirken büyüklerimiz.bunu düşünmeye başladım son günlerde.sezenin şarkısını dinledim dün gece:"bu kızı yeniden büyütmeliyim,kor ateşlerde yürütmeliyim,değirmenlerde öğütmeliyim,farkındayım..."evet ben de farkına vardım galiba durumun.ailelerimiz çektikleri sıkıntıları çekmeyelim diye el bebek gül bebek büyütmüşler bizleri.cam fanus içinde korumuşlar her şeyden,herkesten.ama sanırım yanlış bir karar bu.onlara kızamıyorum.ama keşke daha az korusalarmış bizleri.biz de böyle mutsuz bir gençlik olmazdık belki.her şeyimiz var televizyonlarımız,bilgisayarlar,telefonlar,mp3 ler...o yüzden farklı gelmiyor bize hiçbir güzellik.var çünkü hepsinden var.büyüklerimizin gençliklerinde ise olan bir şeyy yok.komşunun evinde televizyon izlemeler,akrabanın küçülen elbisesini giymeler...ama o kadar eminim ki daha mutlu olduklarına.yokluk,hiçlik sanırım mutluluğu da,tatminkar olmayı da getiriyor yanında.bizimse gözümüz hep aç,daha fazlası yetmiyor daha fazlası.ama yine de etmiyor işte mutlu olamıyoruz.çok üzülüyorum...keşke böyle olmasaydı,keşke böyle olmasaydık.huzuru olmalı insanın bence sağlıktan bile önce.çünkü huzurla çıkıyor her şeyin tadı,sağlığın,paranın,konforun...Allahtan tek değil ama en büyük dileğim: "lütfen Rabbim hepimize huzur ver..." huzurlu kalın lütfen...