30 Haziran 2009

maalesef...

her şey yolunda diyemicem sevgili blog okuru.son yazı kpss ile ilgiliydi biliyorsun.ama gel gör ki ne emekler ne derslerle geçen 4-5 aylık dönem resmen ellerimden kayıp gitti.sınava girenler bilirler.gayet zordu.öncesinde resmen bitirmediğim soru bankası kalmadı.ama kelimenin tam anlamıyla ters köşe yaptılar.1 boş veya 1 yanlışla bitirdiğim bütün o vatandaşlık denemelerinden sonra sınavda gördüğüm o sorular benim şoka girmeme neden oldu.zaten saniyelerle yarıştığımız sabah oturumu resmen son dakikaya kadar çabalamayla geçti.elimden geleni yaptım evet.ama daha iyisini yapabilirdim diye düşünüyorum.sınavın zor oluşu ve o an çevrendeki herkesin soruları şakır şakır çözüyor izlenimi uyandırıyor insanda.işte o panik haliyle bedene yansıyor ve işte beklenen son:sınavın sabah oturumu gayet kötüydü.11.30 dan 14.30 a kadar sabahki oturumun şokundan kurtarmaya çalıştım kendimi.bir iki toparlandım ve öle girdim 2.oturuma.bu ise biraz daha normaldi sanki ya da bana öle geldi sabahki şoktan sonra.işte böyle sevgili blog okuru.sınavım iyi geçti cümlelerini hayal ederken ben neler yazdım sana dimi?ama olsun her şeyin hayırlısı olsun.sonuçlar açıklansın bakalım.neler olmuş neler olmamış.bekleyip görücez.o yüzden pek tadım tuzum yok.kusura bakma...

26 Haziran 2009

SON DÜZLÜK






sınav günü geldi çattı sonunda.herkes aylardır çalışıyor.yarın sabah ve öğle itibariyle herkes emeğinin karşılığını alacak.içimde bir boşluk...hala bir iki sayfa karıştırıyorum elimde değil.aylardır kitaplarla bir aradayız.ayrılık zor olucak :) hepsi birbirine mi karıştı nedir!ama yok..uzmanlar bile bu duygunun normal olduğunu,sınav zamanı insan beyninden bir kapak açılıp bilgilerin sınav kağıdına aktığını söylemişler.umarım benimkinde bir tıkanıklık olmaz :) lavabo aç falan mı götürsem :P bütün hazırlıklar tamam gibi.yine bir gözden geçirelim:

  • dersle ilgili elimden geleni yaptım.

  • ee dua organizasyonu da tamam.dua okuyacak kişiler de tamam.

  • duanın yanında enerji gönderen grup da tamam :)

  • okunmuş şeker tamam :)

  • okunmuş su birazdan gelecek kayınvalidem hatime gitti :) listemdeki her şey tamam olsa da en önemlisi siz..görmediğim ama derdimi,üzüntümü,sevincimi paylaştığım siz bloggerlar.doğum günümde nerelerden bana hediyeler ulaştırdınız.çok mutlu ettiniz beni.yarın da unutmayın beni emi?çok öpüyorum sizleri.inşallah bir dahaki postu sınavım iyi geçti diye yazarım.inanıyorum...


22 Haziran 2009

maskelerin değişimi...


aslında sayfayı açarken başka bir şeyler yazmak istiyordum.ama önceki yazılarımdan birine gelen bir yorum beni düşünmeye itti.farklı insanlarız,bambaşka varlıklarız.bir arada yaşamanın getirdikleri zorluklarla beraber biz de dediği gibi maskelenmeye başlıyoruz.maskelenmek çok da yanlış bir şey değil.belki de bir arada yaşamanın zorunluluğu.ama önemli olan bunu doğru bir şekilde kullanmak.savunma mekanizmaları vardır mesela psikolojide.bunların birini ya da birkaçını kullanıyor olmak çok sağlıksız bir durum değildir.yanlış olan bunları yaşamımızdan çıkaramayacağımız bir şekilde sürekli halde kullanmak.işte maske de böyle bir şey.tabi ki sade,olduğu gibi yaşamak görünmek en iyisi ama zaman zaman maskelenmek kaçınılmaz olabiliyor.yaşamın getirdiği zorluklar kimi zaman bizim için bir fırsat olabiliyor.neyse şimdilik diceklerim budur,sözlerime mailime gelen bir fıkrayla son veriyorum.öpüldünüz...

Amerika'da bir süpermarkette, müşteri yarım kivi satın almak istiyor.Tezgahtar bunun mümkün olmadığını söylüyor. Kavga çıkıyor.Tezgahtar koşarak müdüre çıkıyor:- "Efendim, hayvanın biri yarım kivi almak istiyor "der demez şöyle bir arkasına dönünce ne görsün !!Müşteri arkasından gelmiş, ensesinde duruyor...Tezgahtar hemen müşteriyi işaret ediyor:- "Bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor, efendim..."Müdür durumu anlıyor, adama yarım kiviyi mecburen verip gönderiyorlar.Müdür bir saat sonra tezgahtarı çağırtıyor:- ! "Tebrik ederim, çok zeki davrandın, iyi idare ettin. Nerelisin sen?"- "Brezilya'lıyım efendim..."- "Amerika'ya niye geldin?"- "Brezilya cazip bir yer değil efendim, orada insanlar ya fahişe, ya da futbolcu oluyor..."- "Biliyor musun, benim karım da Brezilyalı...!!!"- "Yaa öyle mi, acaba karınız hangi takımda futbol oynuyor???

17 Haziran 2009

fırıtına sonrası yorgunluk...

sınava az bir kala...her şey şöyle bir oynadı yerinden.çok kızdık,çok bağırdık,çok kırdık birbirimizi.neden??cevabı bile yok aslında.karşılıklı sabrımızı denedik resmen.çok gerekliymiş gibi.ne güneşli günlerdi oysaki geçen haftalar.bir reklam vardı ne reklamıydı hatırlamıyorum,ama şöyle bir sloganı vardı:evdeki huzur zenginlik budur! diye.bizim bu ara pek bir kaçtı ama düzeliceğini umuyoruz.bunun için elimizden geleni yapıcaz.kesin olmalı ama.bu sefer günü kurtarmak için olmamalı.problemi yakalayıp onu yok etmeli.en azından böyle büyük ir karar verdik.her şey daha sakin daha ılımlı daha pozitif olacak...

8 Haziran 2009

KAPESESE :)

kpss çalışmaları son sürat devam ediyor.günde bazen 500 soruyu bulduğum oluyor.öss ye bu kadar çalışsaydım herhalde daha yüksek bir yerde okurdum.neyse her şeyin hayırlısı.her gün girip bakınıyorum sizleri okuyorum,biraz kafam dağılıyor.az önce yaptığım bir matematik denemesinden 25 netim var çok çok çok mutlu oldum.inşallah güzel Allahım bildiğim yerlerden çıkar sınavda da.dua edin hepinizi öpüyorum...

4 Haziran 2009

türkiyenin en kuzey noktası...



hepinize o değerli yorumlarınızdan ötürü çok ama çok teşekkür ederim.bana ulaşan kartlar için de teşekkürler.antalya adresine kartlarınız ulaştı,annemden aldım haberleri :)ben samsundayım malum,sınava hazırlanıyorum.mesajlarınızı şimdi görebildim.çünkü doğum günü bahanesiyle sinop'a kaçtık :) harika bir 5 gün geçirdik.ben görmemiştim sinop'u.çok beğendim.antalyalı biri olarak ilçelerden alanyaya çok benzettim.şehre girerken yolun sağında ve solunda deniz görünüyor.sağa baksan deniz sola baksan yine deniz :)çünkü bir buruna doğru ilerliyorsunuz.şehir de kısmen o burna kurulmuş zaten.ama burun haritada görünen inceburun değil.ilk önce ben de orası sanmıştım.ama ince burun denilen yere gitmek için arabayla yarım saat gitmek gerekiyor.ama orası da ayrı bir muhteşem.türkiyenin en kuzey noktası,resimde görünen osmanlı zamanından kalma bir deniz feneri ve uçsuz bucaksız bir deniz.tatilim harikaydı.sinop'un içi de çok güzel.denizin dibine kurulmuş minik bir şehir,saygılı yardımsever insanlar,iskeleden balık tutan erkekler,bayanlar,...her şey çok güzeldi.ayrıca atv de yayınlanan 'parmaklıklar ardında'adlı dizi çekimleri de sinop eski cezaevinde sürüyor.cezaevinin bakımsız olması bizi çok şaşırttı.her yer döküntü,pislik içindeydi.sinop gerçekten inanılmaz tarih kalıntıları olan bir şehir.ama yıpranma,bakımsızlık elde olan değerleri de yok etmiş ve etmekte.en kısa sürede inşallah korumaya alınır da bu değerler tamamen yok olmaz.neyse fıstıklar ben şimdilik kaçıyorum ve hepinizi bol bol öpüyorum...